Türkiye'nin Geleceği: Hangi Yöne Gidiyoruz?

Türkiye'nin geleceği
Türkiye'nin geleceği

Türkiye'nin geleceği nasıl şekillenecek, Türkiye hangi yöne evriliyor? Türkiye, son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan birçok değişimden geçiyor, bu değişimler, Türkiye'nin geleceği hakkında hangi soruları da beraberinde getiriyor.

Türkiye'nin geleceğiyle ilgili sorular:

 
  • Siyasi sistem nasıl değişecek? Türkiye, demokrasiyi güçlendirmeye mi yönelecek, yoksa tek adam rejiminde otoriter bir yönetime mi kayacak?
  • Ekonomi nasıl gelişecek? Gelir adaletsizliği had safhaya çıktığı Türkiye, yüksek büyüme ve refah seviyesine ulaşabilecek mi, yada yoksulluk ve eşitsizlik daha da artacak mı?
  • Toplum nasıl değişecek? Öylesine bir kutuplaşma yaratıldı ki son yirmi yılda, Türkiye, daha hoşgörülü ve kapsayıcı bir toplum haline gelebilecek mi, yoksa kutuplaşma ve çatışmalar daha mı artacak mı?
  • Türkiye'nin dış politikası nasıl olacak? Bit batıcı, bir doğucu, bazen Avrasya'cı ertesi gün NATO'cu, Türkiye, Batı ile ilişkilerini mi güçlendirecek, yoksa Doğu'ya mı yönelecek?
  • Türkiye'nin bölgesel rolü nasıl olacak? Bu gün için Suriye'de batağa batmış görünen Türkiye, Bulunduğu bölgede bölgesel bir güç olarak mı öne çıkacak, yoksa istikrarsızlık kaynağı mı olacak?

Bu gün, bu sorulara bu günden kesin bir cevap vermek aslında oldukça zordur. Türkiye'nin yakın ve orta vadeli geleceği, aslında daha birçok faktöre olup, bu faktörler arasında şunlar yer alır:
 
  1. Halkın seçimlerde göstereceği tercihler 
  2. Siyasi liderlerin becerileri ve vizyonları
  3. Ekonomik koşullar
  4. Toplumsal değişimler
  5. Bölgesel ve küresel gelişmeler

Ancak bu günden şunu söylemek mümkündür: 
Türkiye'nin geleceği, bugün Mart ayında yapacağı seçimlere göre değişkenlik gösterecektir.  

Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bazı olası senaryolar:

 
  • Demokrasinin güçlenmesi: Türkiye, demokrasi ve insan haklarını güçlendirerek, Avrupa Birliği'ne üye olabilir ve bölgesel bir güç haline gelebilir mi, tek adam rejimi buna izin vermez.
  • Otoriter bir yönetime kayma: Türkiye'nin , daha da otoriter bir yönetime kayarak, bölgesel bir istikrarsızlık kaynağı olma ihtimali her geçen gün artmakta. 
  • Ekonomik kalkınma: Soru şu, Türkiye, ekonomisini kalkındırarak, yüksek büyüme ve refah seviyesine ulaşabilir mi, yoksa Mart seçimleri sonrası daha büyük bir enflasyon dalgası, iflaslar, işsizlik artışı moratoryum ve konkordatolar mı kapıda.
  • Ekonomik durgunluk: Gelir dağılımının bozulduğu orta sınıfın yok olduğu bir Türkiye'de yarın göreceğimiz manzara, ekonomik durgunluk, yoksulluk ve eşitsizliğin daha da artması olacak gibi..
  • Toplumsal barış ve hoşgörü: Soru şu, tek adan yönetimindeki Türkiye, daha hoşgörülü ve kapsayıcı bir toplum haline gelebilir mi, bu da pek mümkün görünmüyor.
  • Toplumsal kutuplaşma ve çatışma: Sağ sol çatışması ile başladık, bu gün çok daha tehlikeli olan laik anti laik çatışmasına evrilen kutuplaşma Türkiye'yi nereye götürecek.

Sonuç:

Türkiye'nin geleceği ne yazık ki belirsizdir. Tarikat ve cemaatlerin etkilediği kesimlerin Türkiye siyasetinde ve ekonomicinde her geçen gün artan etkisinin ülkeyi götüreceği yer bu günden belirsizdir, Türkiye'nin geleceğinde Mart ayında yapılacak mahalli seçimler ve çıkacak olan sonuçlara göre belirleyici olacaktır, Mart ayından sonda hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, bilesiniz.

Ahmet ATAM

0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun