Hukuksuzluğun İronisi:
AKP’nin İmamoğlu kararını alkışlarken, Erdoğan’ın şiirle başlayan mağduriyetini unutanların çifte standartlarına ironik bakış. Siyaset ve hukuk çelişkisi!
AKP’nin Alkışları, Erdoğan’ın Şiiri ve ‘Demokrasi’ Tiyatrosu" Dün Mağdur, Bugün Alkışlayan!
TBMM’de AKP gurubunda yankılanan alkışlar, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve gözaltı kararını adeta bir zafer marşıyla karşıladı.
Aynı sahnede, 25 yıl önce “bir şiir okuduğu” için hapse giren Recep Tayyip Erdoğan’ın mağduriyetini bayraklaştıranlar, bugün benzer bir “hukuki süreci” kutluyor.
Peki bu nasıl bir ruh hali?
Cevap: “Tarih, kazananlar tarafından yazılır” diyenlerin, kendi geçmişleriyle yüzleşememe ironisi…
1997 yılında Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle hapis cezası alan Erdoğan, yıllarca bu durumu “demokrasi mücadelesi” olarak pazarladı.
1. Perde: Şiir Okuyan Erdoğan ve ‘Hukuk’ Mağduriyeti
1997 yılında Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle hapis cezası alan Erdoğan, yıllarca bu durumu “demokrasi mücadelesi” olarak pazarladı.
AKP’nin kuruluş manifestosunda dahi yer alan bu mağduriyet, “hukuk devleti” vurgularının temel taşıydı.
Peki o dönem “hukukun üstünlüğü” diye haykıranlar, bugün neden İmamoğlu’nun kararını alkışlıyor?
İroni Notu: “Adalet mülkün temelidir” diyenlerin, mülkü ele geçirince adaleti alkışa çevirmesi… Ne güzel tesadüf!
2019’da İstanbul seçimlerinde “Hukuk işlesin!” diyen AKP, bugün aynı hukukun İmamoğlu’nu hedef alan kararını coşkuyla karşılıyor.
İroni Notu: “Adalet mülkün temelidir” diyenlerin, mülkü ele geçirince adaleti alkışa çevirmesi… Ne güzel tesadüf!
2. Perde: İmamoğlu’na Alkış, Hukuka Kılıf
2019’da İstanbul seçimlerinde “Hukuk işlesin!” diyen AKP, bugün aynı hukukun İmamoğlu’nu hedef alan kararını coşkuyla karşılıyor.
TBMM koridorlarında yankılanan alkışlar, aslında bir siyasi zafer değil, “gücün hukuka galip gelişinin” teatral bir kutlaması.
Çifte Standart Matematiği: Dün ≠ Bugün
AKP’nin ruh halini anlamak için basit bir denklem:
Çifte Standart Matematiği: Dün ≠ Bugün
AKP’nin ruh halini anlamak için basit bir denklem:
- Bizim mağduriyetimiz = Demokrasi,
- Karşı tarafın mağduriyeti = Hukukun zaferi.
Erdoğan’ın şiiri “ifade özgürlüğü” iken, İmamoğlu’nun yargılanması “kanunun gereği” olarak sunuluyor.
Bu çelişki, siyasi pragmatizmin zaferi; hukukun ise sahnelenen bir kukla tiyatrosuna dönüşmesi…
Türkiye’de siyaset, “güçlü olan haklıdır” mantığına evrilir.
Son Perde: Alkışlar Sustuğunda…
Türkiye’de siyaset, “güçlü olan haklıdır” mantığına evrilir.
Ancak unutulan bir gerçek var:
Tarih, bugün alkış tutanların yarın nasıl hatırlanacağını da yazacak.
Erdoğan’ın şiirle başlayan hikâyesi, İmamoğlu’nun bugününe nasıl bağlanacak?
Siyasi iktidarlar gelip geçici, ancak hukukun çifte standartlara kurban edilmesi, toplumun hafızasında kalıcı izler bırakır.
Alkışlar sustuğunda, geriye yalnızca ironi değil, tarihin acımasız sorgusu kalır…Siyasi iktidarlar gelip geçici, ancak hukukun çifte standartlara kurban edilmesi, toplumun hafızasında kalıcı izler bırakır.
Dünün gözyaşı, bugünün alkışına dönüşürse… Adalet değil, iktidarın gölgesi çalar sazı!"
Çağrı Metni:
Bu çelişkiler sizi de şaşırtıyor mu? Paylaşın, Türkiye’nin “hukuk” ve “demokrasi” kavramlarını yeniden tartışalım!
Mazlumdan zalime dönen devran bu,
Hukuk çiğnenirken kopan alkışlar ne tuhaf.
Dün mağdur edebiyatı yapanlar nerede, kimdi
Adalet terazisi şaşmış, vicdanlar insafsız şimdi.
Hukukun terazisi şaşmış ne çare,
Kimine gül, kimine dikenli tel hediye.
Düne ağlayanlar, bugün gülüyorlarsa,
Demek ki adalet böyle bir muamma.
Dün mazlumduk, zalime isyan ederken,
Bugün zalim olduk, mazlumu ezerken.
Dün hürriyet derdik, bugün pranga vururuz,
İktidarda kalmak uğruna değişir dururuz..
Dün mağdurduk, bugün mağruruz,
Dün adalet derdik, bugün suskunuz.
Dün özgürlük diyenler, bugün yasaklar,
Demek ki döneklik böyle bir şeymiş dostlar.
Hukuksuzluğun ironisi Şiiri:
Mazlumdan zalime dönen devran bu,
Hukuk çiğnenirken kopan alkışlar ne tuhaf.
Dün mağdur edebiyatı yapanlar nerede, kimdi
Adalet terazisi şaşmış, vicdanlar insafsız şimdi.
Hukukun terazisi şaşmış ne çare,
Kimine gül, kimine dikenli tel hediye.
Düne ağlayanlar, bugün gülüyorlarsa,
Demek ki adalet böyle bir muamma.
Dün mazlumduk, zalime isyan ederken,
Bugün zalim olduk, mazlumu ezerken.
Dün hürriyet derdik, bugün pranga vururuz,
İktidarda kalmak uğruna değişir dururuz..
Dün mağdurduk, bugün mağruruz,
Dün adalet derdik, bugün suskunuz.
Dün özgürlük diyenler, bugün yasaklar,
Demek ki döneklik böyle bir şeymiş dostlar.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste,
Bir kıvılcım sönmez sanma; yangın olur son bahar!
Zaman sessizce biriktirir öfkeyi derinde,
Döner dolaşır, celladını bulur ah u zar!
Bir kıvılcım sönmez sanma; yangın olur son bahar!
Zaman sessizce biriktirir öfkeyi derinde,
Döner dolaşır, celladını bulur ah u zar!
Şiir: Ahmet ATAM
Ne diyelim, belki de bu tabloyu en iyi anlatan şey yine bir şiir oldu. Fakat dikkatli olmak lazım; yanlış bir şiir, yanlış bir zamanda, yanlış bir ağızdan çıkarsa, yarın alkışların yerini parmaklıklar alabilir.
Ne diyelim, belki de bu tabloyu en iyi anlatan şey yine bir şiir oldu. Fakat dikkatli olmak lazım; yanlış bir şiir, yanlış bir zamanda, yanlış bir ağızdan çıkarsa, yarın alkışların yerini parmaklıklar alabilir.
Yorum Gönder