Türkiye’de Asıl Mesele Ne? İmamoğlu mu, CHP mi, Yoksa Daha Büyük Bir Şey mi?
Türkiye’de yaşanan kriz, sadece bir parti veya siyasetçi meselesi mi, yoksa demokrasi ve hukuk mücadelesinin bir parçası mı? Rejim krizi mi, yoksa halkın hak ve özgürlük mücadelesi mi? İşte büyük resim!
Türkiye’de Asıl Mesele Ne? Rejim Krizi mi, Demokrasi Mücadelesi mi?
Son günlerde Türkiye’nin gündemi malum:
Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi hamleler, CHP’nin iç hesaplaşmaları, seçim stratejileri… Peki, asıl mesele gerçekten bunlar mı?
Yoksa çok daha büyük bir krizle karşı karşıya mıyız?
Türkiye’de yaşananları “sadece bir parti meselesi” olarak görmek, devasa bir tabloya büyüteçle bakmaya benziyor.
Türkiye’de yaşananları “sadece bir parti meselesi” olarak görmek, devasa bir tabloya büyüteçle bakmaya benziyor.
Bu, ne sadece CHP’nin iç kavgası ne de İmamoğlu’nun şahsi meselesi.
Hele ki:
- Sağ-sol,
- Türk-Kürt,
- Muhafazakâr-seküler.
Çatışmalarıyla açıklanabilecek kadar sığ bir durum hiç değil. Eğer meseleye hâlâ bu çerçevede bakıyorsanız, sizi gerçek sorunun ne olduğunu keşfetmeye davet ediyorum:
Rejim mi Krizde,
Rejim mi Krizde,
Demokrasi mi?
Türkiye, uzun yıllardır bir sistem tartışmasının içinde.
Türkiye, uzun yıllardır bir sistem tartışmasının içinde.
Ama mesele sadece bir rejim krizi değil.
Çünkü krizin adı artık çok daha net:
Demokrasi krizi!
Hukukun üstünlüğü mü, yoksa üstünlerin hukuku mu?
Medya özgürlüğü mü, yoksa tek sesli propaganda mı?
Devletin kaynakları halk için mi, yoksa bir avuç insanın kasası mı?
İşte gerçek sorular bunlar!
Birileri devleti adeta babasının malı gibi görürken, halkı da sanki kendisine biat etmesi gereken bir tebaa sanıyor.
Birileri devleti adeta babasının malı gibi görürken, halkı da sanki kendisine biat etmesi gereken bir tebaa sanıyor.
.
- Hukuku bir sopa,
- Medyayı bir borazan,
- Ekonomiyi ise şahsi servet gibi kullanmak,
Türkiye’nin en büyük çıkmazı hâline geldi. İşte tam da bu yüzden, bugün yaşananlar sadece bir belediye başkanının ya da bir partinin geleceğiyle sınırlı değil.
Hak, Hukuk, Adalet Mücadelesi
Bu ülkede hâlâ demokrasiye, hukuka ve adalete inanan insanlar var.
Sandığa gitmenin hâlâ bir anlamı olduğuna, hukukun gerçekten herkese eşit uygulanması gerektiğine, devletin “birkaç kişinin değil, 85 milyonun” olduğuna inananlar var.
Asıl mücadele işte burada!
Bugün yaşananları sadece İmamoğlu meselesi, CHP krizi veya seçim hesapları olarak görmek, ülkeyi göz göre göre uçuruma sürükleyen büyük resmi kaçırmak demektir.
Bugün yaşananları sadece İmamoğlu meselesi, CHP krizi veya seçim hesapları olarak görmek, ülkeyi göz göre göre uçuruma sürükleyen büyük resmi kaçırmak demektir.
Türkiye’de mesele bir belediye başkanı ya da bir parti değil, mesele demokrasiyi ayakta tutma mücadelesidir!
Eğer siz de hâlâ bu mücadelenin bir parçası olduğunuza inanıyorsanız, en azından şu soruyu kendinize sorun:
Eğer siz de hâlâ bu mücadelenin bir parçası olduğunuza inanıyorsanız, en azından şu soruyu kendinize sorun:
Türkiye, gerçekten halkın mı, yoksa onu yönettiğini sanan birkaç kişinin mi?
Cevabı bulduğunuzda, neyin mücadelesini vermeniz gerektiğini de anlayacaksınız.
Bu ülke kimin?
Babadan miras sananların mı,
Kuru ekmeğe razı olanların mı?
Yargıyı sopası, medyayı borazanı,
Halkı tebaası sananların mı?
Adalet terazisi, eğri büğrü,
Kimin elinde güç varsa ona doğru.
Bir yanda saltanat,
Bir yanda açlık…
Ve herkes sus pus, korkuya alışık.
Seçimler var, ama seçen kim?
Hukuk var, ama dinleyen kim?
Bir kararnameyle silinir haklar,
Bir emirle karartılır ekranlar.
Ve yine de umutla bakan gözler var!
Kimdir asıl sahibi bu toprakların?
Yapan mı, yıkan mı, yoksa susan mı?
Baskıya boyun eğmeyen,
Özgürlük diyen, adalet isteyen,
O milyonlar mı, yoksa korku salanlar mı?
Koca bir ülke, bir avuç yandaş yalakanın mı?
Yoksa hâlâ direnmenin,
Ses olmanın,
Hakkı haykırmanın zamanı mı?
Bu Ülke Kimin?
Bu ülke kimin?
Babadan miras sananların mı,
Kuru ekmeğe razı olanların mı?
Yargıyı sopası, medyayı borazanı,
Halkı tebaası sananların mı?
Adalet terazisi, eğri büğrü,
Kimin elinde güç varsa ona doğru.
Bir yanda saltanat,
Bir yanda açlık…
Ve herkes sus pus, korkuya alışık.
Seçimler var, ama seçen kim?
Hukuk var, ama dinleyen kim?
Bir kararnameyle silinir haklar,
Bir emirle karartılır ekranlar.
Ve yine de umutla bakan gözler var!
Kimdir asıl sahibi bu toprakların?
Yapan mı, yıkan mı, yoksa susan mı?
Baskıya boyun eğmeyen,
Özgürlük diyen, adalet isteyen,
O milyonlar mı, yoksa korku salanlar mı?
Koca bir ülke, bir avuç yandaş yalakanın mı?
Yoksa hâlâ direnmenin,
Ses olmanın,
Hakkı haykırmanın zamanı mı?
Şiir: Ahmet ATAM
Yorum Gönder