Yüz Yıllık Gelenek: Osmanlı’dan Erdoğan’a Kadar Uzanan Kayyumcu Miras! 🏛️
Kelle’den Kayyuma: Osmanlı’dan Günümüze Tarihin Tekerrür Eden Mirası!
Osmanlı’da sultan, kendisine muhalif olan paşanın önce kellesini alır, sonra malını mülkünü hazineye aktarırdı.
Aradan yüz yıl geçti;
Rejim değişti,
Sistem değişti,
Hatta teknoloji çağını yakaladık ama bazı alışkanlıklar değişmedi.
Bugün de aynı refleksin daha "modern" versiyonlarıyla karşı karşıyayız:
Kelle yerine kayyum, kılıç yerine mahkeme kararı!
Osmanlı’da “Sadakat” Testi: Ya Baş Eğ, Ya Baş Ver!
Tarihin tozlu sayfalarında, Osmanlı sultanlarının yönetim anlayışı oldukça netti:
Sadık paşa ödüllendirilir, şüpheli olanın ise kellesi alınırdı.
Ardından mallarına el konulur, “Devlet-i Aliyye” hazinesine irat kaydedilirdi.
Bu uygulama, dönemin mutlak otoritesinin ve sorgusuz itaate dayalı yönetim tarzının bir göstergesiydi.
21. Yüzyıl Türkiye’si: FETÖ Gerekçesiyle Başlayan Müsadere Dalgası
2016 sonrasında binlerce kişi “FETÖ bağlantısı” gerekçesiyle kamudan ihraç edildi, mallarına el konuldu.
Yüzlerce şirket, fabrika, okul ve hastane ya kapatıldı ya da TMSF’ye devredildi.
Şirket sahipleri bir gecede "terör destekçisi" olarak yaftalandı.
O güne kadar başarı öyküsü diye sunulan markalar, sabaha karşı yapılan operasyonlarla “milli güvenlik tehdidi” ilan edildi.
Günümüzde Son Durum: İBB’ye Yönelik Soruşturma ve Kayyum Atamaları
Gelelim bugüne...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkında başlatılan soruşturma kapsamında:
101 şahsa ait 24 şirkete doğrudan kayyum atandı.
28 şirkete ise denetim kayyumu görevlendirildi.
Yani artık cellatlar yok ama mahkeme kararları, denetim mekanizmaları ve kayyumlar var.
Kılıçlar değil, belgeler konuşuyor.
Ama mantalite aynı:
"Devletin çıkarlarına aykırı görülen kişi veya kurumlar, sistem dışına atılır."
Değişen Yöntem, Değişmeyen Refleks
- Artık tahtta sultan yok, saray başka ama refleks aynı:
- Muhalif olan, potansiyel tehdit olarak damgalanır ve sistemden dışlanır.
- Dün kelle alınıyordu, bugün şirket devrediliyor.
- Dün mallar hazineye aktarılıyordu, bugün TMSF’ye.
- Dün “hain paşa” vardı, bugün “terörle iltisaklı şirket.”
- Yani yüz yıl geçmiş ama yöntemler sadece “çağa uygun” hale getirilmiş.
Sonuç: Demokrasi Var Ama Testten Geçemiyor! ⚖️
Türkiye bir demokrasi mi?
Evet.
Ama her dönem için geçerli bir not düşelim:
Demokrasi sadece seçimden seçime oy vermek değildir.
Basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı ve ifade özgürlüğü olmadan;
Seçimle gelenlerin, otoriter reflekslerle hareket etmesi, bizi yeniden Osmanlı’nın gölgesine çeker.
Osmanlı’dan Erdoğan Türkiye’sine uzanan bu “kayyum ve müsadere” geleneği, tarihin tekerrür ettiğinin kanıtı.
Değişen ne?
Kılıçlar yerini mahkeme kararlarına, fermanlar soruşturma emirlerine bıraktı.
Ama “devlet yönetme” anlayışı, yüzyıllardır aynı! 🏛️➡️🏢
⚠️ Not: Bu makale, ironik bir bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Tarih bize ne öğretiyor? “Gelenekler asla ölmez, sadece kostüm değiştirir!” 👑➡️👔Ve Son Söz:
Tahtlar değişti, niyet aynı,
Saraylar beton, kafa Osmanlı…
Cellat gitti, kâğıt geldi,
Muhalife adres Silivri, toplumu gerdi
Dün kelleydi, bugün kayyum,
Yöntem başka, sonuç aynı.
Bir zamanlar ferman vardı,
Şimdi tutanak, onun yerini aldı.
Gölgesi uzun bu eski düzenin,
Çağdaş görünen maskelerle sefa sürenin…
Bir adalet var mı dersen eğer,
Adı var, ama yeri ve kendi meçhul derim
Ve biz…
Hâlâ seyirciyiz bu yüzyıllık oyuna,
Roller değişti, sahne aynı.
Ne alkışlıyoruz, ne itiraz,
Sadece suskunuz o da şimdilik biraz.
Yorum Gönder