Chp Kayyum Atanması Ve Mutlak Butlan Kararı Ne Anlama Geliyor

Chp Kayyum Atanması Ve Mutlak Butlan Kararı Ne Anlama Geliyor
Chp Kayyum Atanması Ve Mutlak Butlan Kararı Ne Anlama Geliyor  


CHP’ye Kayyum Atanır veya Mutlak Butlan Kararı Çıkarsa Ne Olur?


CHP’ye kayyum atanması veya mutlak butlan kararı çıkarsa ne olur? Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’e etkileri
Kayyum Ataması ve Mutlak Butlan. Bu iki terim, CHP'nin son kurultayından sonra öyle bir gündeme oturdu ki, "Acaba dizinin yeni sezonunda ne olacak?" diye herkes nefesini tutmuş bekliyor.

Bölüm 1: Kayyum Operasyonu


Dizimizin ilk bölümü "Kayyum Operasyonu" adını taşıyor. 
Bu bölümde, mahkeme, bir partinin içindeki kavgayı çözemediğini fark ediyor. 
Düşünün, iki aile kavga ediyor ve en sonunda ailenin en yaşlısına, yani mahkemeye gidiliyor. Mahkeme de 
Siz bu işi beceremiyorsunuz, ben size bir dadı atayayım da uslu durun" diyor. 
İşte o dadının adı kayyum.
Peki bu kayyum ne yapıyor? 
Partiye geliyor, tüm oyuncakları (yani kongreleri) topluyor, ortalığı düzeltiyor ve herkese yeniden oy vermeyi öğretiyor. 
Yani bir nevi, partiyi kreş gibi yönetiyor. 
Hatta senaryoda, kayyumun partinin kasasına bakıp "Bu parayla ne alsam, acaba şeker mi yoksa çikolata mı?" diye düşündüğü sahneler bile var. 

Tabii ki bu "düzenleme" sürecinde kimin hangi koltuğa oturacağı, kimin hangi makamı kapacağı tekrar belirleniyor. Tam bir reality şov!

Bölüm 2: Mutlak Butlan: Yok Hükmünde


Dizimizin asıl final bölümü ise "Mutlak Butlan". Bu terimin anlamı çok basit: "Yaptım ama yapmamış gibi yapalım" demek.
Düşünün ki bir düğün yaptınız, misafirleri ağırladınız, takılar takıldı, halaylar çekildi. 
Ama sonra birisi çıktı dedi ki: "Ay bu düğün hiç olmadı ki! 
Davetiyedeki tarih yanlıştı, gelin çiçeği sahteydi, nikah memurunun şahitliği bile yok hükmünde!" İşte bu durumda, o düğün hiç yapılmamış sayılıyor. 
Takılan takılar, çekilen halaylar... hepsi hayal ürünü.

Şimdi bu senaryoyu CHP'nin kurultayına uyarlayalım:


Yeni bir genel başkan seçildi, koltuklar el değiştirdi, değişim rüzgarları esti... 
Derken mahkeme çıktı, elindeki büyük kağıdı göstererek dedi ki: "Hop! O kurultay 'mutlak butlan' ile sakat! 
Hukuken hiç olmadı ki! 
O başkanlık koltuğu boş!"
Senaryonun Sonuçları: Kimin Yüzü Güler, Kimin Rengi Atar?

Özgür Özel: "Yine mi Başladık?


Dizinin yeni başrolü Özgür Özel, bu kararla birlikte kendini senaryonun en komik yerinde buldu. 
Koskoca kurultay yapmışsın, oylamışsın, alkışlar, tezahüratlar derken, biri çıkıp "Durun, daha filmin başındayız" diyor. 
Eğer karar çıkarsa, Özgür Özel'in koltuğu altına bir anda karpuz kabuğu konulmuş gibi olur. Hukuken hiç seçilmemiş sayıldığı için, "Değişim" adlı filmi daha başlamadan bitmiş olur.

Kemal Kılıçdaroğlu: "Ben Demiştim!


Dizinin eski başrolü Kemal Kılıçdaroğlu ise bu senaryoda "Ben demiştim" diyen bilge adam rolünde.
Hukuken, "geçersiz" sayılan kurultaydan önceki yönetim göreve geri döner.
Yani Kemal Bey'in "Kayyuma karşı vatan nöbeti" adlı yeni bir bölüm çekmesi gerekebilir.

Koltuğumu korumak için değil, partiyi kayyuma bırakmamak için geri döndüm.

Repliğiyle diziye geri dönebilir. Bu durum, onu hem "diktatör" hem de "fedakar lider" rolü arasında bir yerde bırakır. 
Ne drama ama!

Kamu Vicdanı


Türkiye’de siyaset zaten “dizi gibi”… 
Bir bölüm bitmeden yeni kriz çıkıyor. CHP’ye böyle bir müdahale olursa:

  • Muhalif seçmen “Demokrasi bitiyor” diye tepki gösterir.
  • AK Parti yanlıları “Adalet yerini buldu” diyebilir.
  • Tarafsız vatandaş ise “Yine mi kavga?” deyip siyasetten iyice soğuyabilir.

Kılıçdaroğlu’nun durumu: Eğer kayyum gelirse, onun dönemindeki yönetim de sorgulanır. Özgür Özel ise “Ben kazandım” dese de, butlan kararıyla “Aslında kazanmamışsın” denebilir.

Halk, yani bu dizinin en büyük seyircisi, yaşananları büyük bir ilgiyle izliyor. 
Kimileri "Vay be, ne senaryo!" derken, kimileri "Bunlar ciddi mi?" diye soruyor. 
Siyasetin hukuki bir komediye dönüşmesi, halkın siyasetçilere olan inancını zedeleyebilir. 
Ama en azından, akşam haberleri daha eğlenceli hale geldi, değil mi?  

Son Sahne


Şimdi herkes nefesini tutmuş, mahkeme salonundan gelecek o kararı bekliyor. 
Karar ne olursa olsun, bir şey kesin: 
Bu dizi, daha çok konuşulacak. 
Bakalım senaryo nasıl bir yöne evrilecek? 
Kayyum mu gelecek, yoksa butlan kararı mı çıkacak? 
 

Kılıçdaroğlu Neden Mutlak Butlan’a Destek Veriyor? Strateji mi, İntikam mı?


70 yaşını aşmış, onlarca seçim kaybetmiş bir lider, neden partisini yeni bir kaosa sürüklüyor? Hatta bu kararın iktidara yarayacağını bile bile neden böyle bir hamle yapıyor?
İşte "Bilal’e anlatır gibi" basitçe analizimiz!

1. "Ben Gidersem CHP de Gider" – Koltuk Sevdası mı?


Bir futbol takımı düşünün, teknik direktör 10 yıldır şampiyon olamıyor, taraftar isyan ediyor. Ama o diyor ki: "Ben gidersem takım batar!" ve yönetimi mahkemeye veriyor.
  • Kılıçdaroğlu, CHP’nin onsuz ayakta kalamayacağını düşünüyor olabilir.
  • Özgür Özel’in başarılı olması, onun mirasını gölgede bırakabilir.
  • Ya benim, ya hiç!" mantığıyla hareket ediyor olabilir.
Sonuç: Eğer amaç buysa, bu "koltuk sevdası" CHP’yi büyük bir itibar kaybına sürükleyebilir.

2. "Hesabımı Soracağım!" – İntikam Duygusu mu?


Bir ailede baba emekli oluyor, çocukları yönetimi devralıyor. Ama baba diyor ki: "Beni devirdiniz, şimdi her şeyi yakacağım!"
  • Kurultayda yenilgiye uğrayan Kılıçdaroğlu, "hakkını aramak" adı altında partiyi zora sokuyor olabilir.
  • Özgür Özel’in liderliğini tanımak istemiyor, belki de "Ben yokken CHP’yi kimse yönetemez" diyor.
  • Siz beni devirdiniz, şimdi bedelini ödeyin!" psikolojisiyle hareket ediyor olabilir.
Sonuç: Bu durum "parti içi hesaplaşma" olarak görülürse, CHP seçmeni "Bunlar kendi egoları için partiyi batırıyor" diyerek tepki gösterebilir.

3. "Büyük Resim" mi Görüyor Yoksa İktidara Hizmet mi Ediyor?


Bir satranç ustası, kendi piyonunu feda ederek rakibini mat etmeye çalışıyor.
  • Kılıçdaroğlu’nun amacı, CHP’yi yeniden yapılandırmak olabilir. Belki de "Bu parti ancak böyle bir şokla değişir" diye düşünüyor.
  • İktidarın işine yarar" söylemine rağmen, uzun vadede CHP’yi güçlendirecek bir planı olabilir mi?
  • Yoksa bilinçli olarak iktidara avantaj sağlıyor, belki de "CHP’nin sonunu getirip yeni bir muhalefet partisi doğsun" mu istiyor?
Sonuç: Eğer böyle bir strateji varsa, bu çok riskli bir hamle. Çünkü CHP dağılırsa, muhalefet boşluğundan en çok iktidar yararlanır.

4. "Yaşlı Kurt"un Son Hamlesi mi?


Kılıçdaroğlu, siyasette 50 yılı aşkın tecrübesi olan bir isim. Belki de son büyük oyununu oynuyor:
  1. Ya partiyi tamamen değiştireceğim, ya da batıracağım!
  2. Tarihe ‘CHP’yi ben kurtarmaya çalıştım’ diye yazılmak istiyorum.
  3. Özgür Özel’i test ediyorum, eğer bu krizi yönetemezse, zaten lider olamaz.
Sonuç: 

Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi ya büyük bir vizyonun parçası, ya da büyük bir ego savaşı.
Eğer strateji buysa, CHP’yi daha güçlü bir yapıya kavuşturabilir.
Ama intikam veya koltuk hırsıysa, CHP uzun yıllar toparlanamayacak bir darbe alabilir.

Sizce hangisi? 
Kılıçdaroğlu "partinin geleceğini mi düşünüyor, yoksa kendi geçmişinin intikamını mı alıyor?

Koltukname Şiiri

Bir taht vardı, kadim ve büyük,
Üstünde "ebedi lider" yazılı,
Oturunca bu mirasa, zafer!" diyordu, 
Lakin sonuç hep yenilgi" kokuyordu.

Ben gidersem parti biter!" dedi,
Tarih güldü arkasından.
Çünkü tarih bilirdi:
Hiçbir mezarda,
"Burada yatan, partisini götürdü" Yazmazdı!

Miting meydanlarında
"Zafer!" diye haykırdı,
Ama mikrofon
Her seferinde
"Yine mi sen?" dedi.

Sandıklar açıldı, sandıklar kapandı,
Her "hezimette" bir "ihanet" aradı.
Halk anlamıyor" diye,
Gerçeği sildi.Kendi aynasına "dâhi" yazdı, 

Kurultayda yenildi,
Mahkemede direndi.
Dediler: "Yaş yetmiş, hırs yetmez!"
O güldü:
"Hırsımın yaşı yok,
Koltuk ise kutsal emanet!
Benden sonra tufan…

Son hamleyi yaptı:
"Mutlak butlan!" dedi,
"Adalet!" dedi,
"Demokrasi!" dedi...
Tarih yazdı kenara:
"Bu oyunun adı:
‘Kendi krallığını yıkan kral’
 
Mutlak butlan!" diye haykırdı, "Adalet!",
Ağzından müstehzi bir gülümseme döküldü.
Partim batsın, ama ben kazanayım!
Yine dahi gelen başkan kalayım.

Oysa iktidar kenarda gülüyordu,
Bir "muhalefet" ki, kendi kendini yiyordu.
Koltuk" dedikleri şey, bir hayalet,
Tutana ağır, bırakana ebedî hezeyan.

Şimdi "sözde bilge adan", siyaseti kaşıyor,
Elinde "son koz", gözünde "son hırs".
Demokrasi" diye diye demir attı,
Limanı "kendi egosu" olan bir gemi yaptı.

Ve halk diyor ki: "Yeter artık!",
Hırsınla yaktığın her şey, seninle kül olsun.
Tahtına "vesayet yazdın ama unuttun:
Diyecekler ki sana, ettiğini bulursun..

Dostum, siyasette hırs;
Ya bir mezarlık bekçisinin,
Kendi mezarını kazmasıdır,
Ya da bir firavunun,
Piramidi bitmeden,
Kumlara gömülmesi..

Bu makale ve şiir Kemal Kılıçdaroğlu'nun mahkemeden mutlak butlan çıkacağı varsayımı ile biraz hiciv bitaz kara mizah eklenerek kaleme alınmıştır, Kayyum da oalbilir, hiç bir şey de, lakin hiçbir şey olmasa da birşey oldu 😅

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post