Türkiye İran Diploması Satrancı; İran Dost ve Müttefik bir ülke midir

Türkiye İran Diploması Satrancı; İran Dost ve Müttefik bir ülke midir
Türkiye İran Diploması Satrancı; İran Dost ve Müttefik bir ülke midir 

Türkiye-İran Satranç Tahtası: Jeopolitik Çelişkiler ve Stratejik Hamleler

Türkiye ve İran arasındaki dış politik çelişkiler, Kıbrıs'tan Karabağ'a, Doğu Akdeniz'den Irak'a uzanan satranç hamleleriyle şekilleniyor.

🧩Türkiye ve İran’ın Tarihi Rekabeti

1. Tarihsel Yankılar:  

Osmanlı ve Safevîler arasındaki mücadele, günümüz diplomatik dengelerine miras kalan bir jeopolitik ezberdir. Çaldıran Savaşı, iki taraf için yalnızca bir askeri zafer değil, aynı zamanda bölgesel nüfuzun haritasını çizen bir kılıç darbesiydi. İran, Şii kimliği üzerinden bir bölgesel etki alanı kurarken, Osmanlı sünni kuşak stratejisiyle doğuya doğru genişledi.

Bu miras, hâlâ diplomatik ilişkilerin alt metnini oluşturuyor. Türkiye, Azerbaycan üzerinden bir "Türk Yolu" açarken, İran bu hattı "Pers Kalkanı" ile sarmaya çalışıyor. elinden geldiği ölçüde Türkiye'nin Türki devletler ile oluşacak olan Zangibar koridorunu dostluğa yakışmayacak bir üslup ile kesmeye çalışıyor.

2. Günümüz Çekişmeleri: Derviş ve Şah'ın Yeni Hamleleri

📌 Suriye: Türkiye, rejim karşıtı muhalifleri desteklerken, İran Esad rejimini ayakta tutmaya çalışıyordu, başaramadı. Ancak bu çekişme, artık yalnızca bir politik ayrışma değil, petrol yolları, ticaret rotaları ve stratejik deniz kapıları açısından büyük bir rekabetin parçası.

📌 Karabağ: Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek, İran için "Taş üstüne taş dizmek" gibi bir sabır sınavı oldu. İran, Azerbaycan’ın bağımsız güç kazanmasını bölgedeki dengeleri bozacak bir faktör olarak görüyor.bu nedenle Ermenistan'a destek veriyor.

📌 Irak: Türkiye’nin PKK ile mücadelesi ve İran’ın Şii milisleri desteklemesi, bir ip üstünde yürüyen denge gibi giderek daha hassas hale geliyor.

📌 Doğu Akdeniz: İran burada doğrudan bir aktör olmasa da "Suda yankı yapmak" taktiğiyle dolaylı etkiler yaratmaya çalışıyor—Suriye ve Lübnan üzerinden deniz ticaretini kontrol altına almak, Avrupa’yı Türkiye’ye karşı pozisyon almaya teşvik etmek.

🧿 Sonuç: Büyük Resimde Kim Önde?

Türkiye ve İran arasındaki çekişmeler bir "sonsuz satranç" gibi. Kimse tam olarak kazanamıyor, kimse tam olarak kaybetmiyor. Ancak her hamle, sonraki oyunu şekillendiriyor. Türkiye hızlı taktiklerle denge değiştiren bir strateji güderken, İran sabırla ince hesaplar yapan bir güç olarak sahnede kalmaya çalışıyor.

Ancak en büyük soru şu: Bölgesel değişimler bu satranç tahtasını nasıl yeniden kuracak?

⏳ Diplomasi Labirenti: İran-Türkiye Rekabetinin Kadim Dansı

Tarih, bir halının ilmekleri gibi iç içe geçmiş, eski hesapların yeni sahnelere taşındığı bir meydan. Türkiye ve İran, bu diplomasi arenasında iki eski meddah gibi, hikâyelerini anlatıyor—biri bir derviş gibi hızlı adımlarla, diğeri bir şah gibi sabırla hesap yaparak ilerliyor.

Fakat bu oyun, sadece satranç tahtasında oynanmıyor. Bazen bir şiirin mısralarında, bazen bir kervanın yolda bıraktığı izlerde, bazen ise bir hançerin gölgesinde şekilleniyor.

📌 Tarihî Çizgiler: Osmanlı’dan Günümüze

Safevîler ve Osmanlıların mücadelesi, bugünkü jeopolitik denklemin köklerini oluşturuyor. Çaldıran’da Osmanlı’nın zaferi, sadece bir savaşın sonu değil, iki kadim güç arasında açılan bir diplomasi kapısıydı. Osmanlı, Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın kontrolünü alırken, İran, Kafkasya ve doğuya yöneldi.

Bu "kadim satranç", günümüzde de sürüyor: 📌 Türkiye, Azerbaycan üzerinden stratejik bir "Türk Yolu" açmaya çalışırken, İran bu hattı "Pers Labirenti" ile çevrelemeye çalışıyor. 📌 Türkiye, Irak’ta PKK ve terör unsurlarına karşı mücadele verirken, İran Şii milisler üzerinden nüfuz kuruyor. 📌 Türkiye, Suriye’de muhalif grupları desteklerken, İran Esad rejimini ayakta tutuyor.

🧩 Günümüz Çekişmeleri: Kervanın Yolu, Denizlerin Gizemi

🔵 Karabağ: Türkiye, Azerbaycan’ın yanında yer alarak "At hamlesi" yaptı—hızlı ve güçlü. İran ise "Sabır taşı" gibi bekledi. Ancak bölgedeki dengeler değiştiğinde, İran’ın Ermenistan’a olan desteği, Ankara’nın gözünden kaçmadı.

🔵 Doğu Akdeniz: İran, burada doğrudan bir taş koymasa da "Suda yankı yaparak" Türkiye’nin denge stratejisini bozmaya çalışıyor. İsrail ile gerilimi artırarak, Avrupa’yı Türkiye’ye karşı konumlandırmaya uğraşıyor.

🔵 Irak: Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları ve İran’ın Şii milisleri desteklemesi, bir ip üstünde yürüyen denge gibi hassas. Mezopotamya’nın her taşı, iki ülkenin hesap kitap yaptığı bir alan.

🔮 Sonuç: Derviş mi, Şah mı Kazanır?

Türkiye ve İran arasındaki çekişmeler, bitmeyen bir satranç oyunu gibi. Türkiye, "Dervişin Tespihi" ile hızlı hamleler yaparken, İran "Pers Halısı" gibi ince hesaplarla ilerliyor.

Ancak satrançta bazen en küçük taş en büyük oyunu bozabilir. Bölgedeki değişimler, Türkiye’nin yeni hamleler geliştirmesini ve İran’ın hesaplarını yeniden yapmasını gerektirebilir.

Şah mı, mat mı? Yoksa yeni bir perde mi açılıyor?

İsrail'in İran'a saldırarak bir anlamda kolunu kanadını kırması, bölgesel güç anlamında Türkiye için bir kazanım mıdır?

İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, bölgesel dengeleri ciddi şekilde sarsarken Türkiye için karmaşık sonuçlar doğurabilir. Türkiye’nin bölgesel güç dengesi açısından bu durum hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor.

📌 Türkiye İçin Olası Kazanımlar:

  • İran’ın Zayıflaması: İsrail’in saldırıları İran’ın askeri kapasitesini ve bölgesel nüfuzunu azaltırsa, Türkiye’nin Ortadoğu’daki stratejik hareket alanı genişleyebilir.

  • Enerji Koridorları: İran’ın zayıflaması, Türkiye’nin enerji geçiş yollarında daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayabilir. Özellikle Irak ve Azerbaycan üzerinden alternatif enerji hatları Türkiye’nin lehine olabilir.

  • Diplomatik Avantaj: Türkiye, İsrail-İran geriliminde dengeleyici bir aktör olarak konumlanarak uluslararası arenada diplomatik gücünü artırabilir.

⚠️ Türkiye İçin Olası Riskler:

  • Bölgesel İstikrarsızlık: İran’ın zayıflaması, bölgede kontrolsüz bir güç boşluğu yaratabilir. Bu durum, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel istikrar açısından yeni tehditler doğurabilir.

  • Ekonomik Etkiler: İran’ın enerji altyapısının zarar görmesi, petrol ve doğalgaz fiyatlarını artırabilir, bu da Türkiye’nin enerji maliyetlerini yükseltebilir.

  • Yeni Güç Dengeleri: İran’ın zayıflaması, Türkiye’nin bölgesel rakipleri olan Suudi Arabistan ve İsrail’in daha fazla güç kazanmasına yol açabilir.

🔮 Sonuç: Türkiye İçin Şah mı, Mat mı?

Türkiye, bu krizden stratejik hamlelerle kazanç sağlayabilir, ancak bölgesel istikrarsızlık ve ekonomik dalgalanmalar ciddi riskler oluşturuyor. Türkiye’nin bu süreçte dikkatli bir diplomasi yürütmesi ve bölgesel dengeleri iyi okuması gerekiyor.


Next Post Previous Post
"