no fucking license
Bookmark

Yeni Türkiye'de Tek Millet Yerine Etnik Yelpaze Mi Geliyor

Yeni Türkiye'de Tek Millet Yerine Etnik Yelpaze Mi Geliyor
Yeni Türkiye'de Tek Millet Yerine Etnik Yelpaze Mi Geliyor

Oslo Geri Mi Döndü? PKK’nın Talepleri Meclis Masasında!

Türk-Arap-Kürt Komisyonu: Yeni Türkiye'nin Kurul Toplantısına Hoş Geldiniz!


CHP Komisyona Neden Katılıyor? Sessiz Teslimiyet mi?
Oslo Geri Mi Döndü? PKK’nın Talepleri Meclis Masasında!
Yeni Türkiye'de Tek Millet Yerine Etnik Yelpaze Mi Geliyor?

Belediye başkanlarını hapse at, sonra meşruiyet için ‘buyur otur’ de!”
Bilal kardeşim, düşün... 
Ortada bir masa var. 
Üzerinde gizli yazışmalar, eski Oslo tutanakları, not defterleri, Amerikan bayrağı desenli bir dosya… 
Masanın bir ucunda AKP, öteki ucunda MHP, diğer yanında DEM Parti. 
Masaya sandalye aranıyor, biri eksik: CHP!

Düşünsene, önce belediye başkanlarını içeri atıyorlar, sonra “gel sen de otur, meşruiyet lazım bize” diyorlar. 
E haliyle CHP de diyor ki:
Katılayım da belki üzerimizdeki baskı azalır.
Ama Bilal, sorun şu: 
Bu masa masum mu?

Bu Komisyon Kimin Fikri, Kimin Masası, Kimin Oyunu?

Açık konuşalım Bilal. 
Bu işin görünen yüzü Abdullah Öcalan’ın eski talepleri. 
Ama perdenin arkasından dürten kim? ABD. 
Hani şu her fırsatta “müttefikiz” deyip Suriye’nin kuzeyinde PKK’ya silah yağdıran, harita çizen, “federasyon” heveslisi Amerika. 
Yani masa yerli ama vidalar ithal. 
Anahtar da Pentagon’dan...

Komisyonun Adı: Türk-Arap-Kürt!

Peki Türk Milleti Ne Zaman Yok Oldu Da Biz Duymadık? 
Ey Bilal, 
Türk Milleti artık bir kimlik değil galiba, bir bileşen! 
Hani yoğurtlu makarna gibi... 
Üç bileşen karıştırılıyor: Türk, Arap, Kürt. 
Hedef? “Yeni Türkiye”! 
Yani artık tek millet değil, “çok milletli” bir yapı...İsmine bak komisyonun, “Türk-Arap-Kürt”!

Niye “Türk Milleti” yok?
Niye “eşit vatandaşlık” değil de “etnik kimlik kotası”?

Eyalet mi geliyor, federasyon mu, yoksa 'yeni çözüm süreci' mi?

Şimdi sıkı dur Bilal... Komisyon adı öyle havada kalmaz. Ardından ne gelir dersin?

  • Yerel yönetimlere “özerklik” gelir,
  • Eyalet sistemi gelir, dilerim bölgesel olmaz, aha o zaman bittik.
  • Anayasa’nın ilk 4 maddesi masaya gelir,
  • Hatta bir gün “bayrak mıydı o ya?” diye soranlar bile çıkar...

Sence niye “mahalli idareleri güçlendireceğiz” diyorlar?
Çünkü “merkezi devlet” fazla milli, fazla üniter, fazla Atatürkçü...

CHP’nin Durumu: Sandalyede Ama Elinde Oyun Kolu Yok!

CHP katılıyor, evet. 
Ama kendi rızasıyla mı? 
Yoksa “ya katılırsın ya fişini çekeriz” diyerek mi?
Sen düşün Bilal… Oyunun kurgusu baştan belli.
CHP'nin rolü sadece “meşruiyet makyajı” sürmek.
Hani dizi çekersin ama sponsor bulamazsın ya, işte CHP o sponsor gibi: 
Olmazsa olmaz, ama yönetmen başka biri.

Türkiye PKK’ya mı yenildi? Yoksa ‘dostlar alışverişte görsün’ masası mı bu?

Bilal bak, eğer bu komisyonun sonucu şu olacaksa:

  • Dağdan inin, size bölge valiliği verelim...
  • Bayrak ortak olur, dil serbest, harita tartışılır...
  • Vergi toplayın ama Ankara’ya pek karışmayın...

O zaman bu, masada barış değil, dayatmayla gelen teslimiyet olur.
Bu, “silahla yapamadıklarını, müzakereyle alıyorlar” demek olur.
Yani masa sandığımız şey, aslında yeni bir Oslo sahnesi!

Sonuç: Şeytanla Dans Edilmez, Hele Ki Dans Pisti Pentagon’sa!

Bilal kardeşim, milletin haberi yok.
Çay içerken federasyon tartışmaları ısınıyor,
Simitle kahvaltı yaparken anayasa delik deşik ediliyor...
Meclis’te komisyon kurduk” dediler ama aslında milletin aklına mayın döşüyorlar.
CHP, DEM, AKP, MHP, hepsi orada ama millet yok!
Bu iş kokuyor Bilal... 
Bu işte bir bokluk var.
Hem de Oslo’dan, Washington’dan, hatta Kandil’den kokuyor...

Ha,, bana sorarsan ne derim biliyor musun
Türkiye dört bir yandan kuşatma altında, Emperyalizmin dev armadası doğu Akdeniz'de, Türkiye adı konulmamış bir silah ambargosu uygulanıyor, ekonomisi son derece kırılgan hale getirildi, ülke bir şeylere zorlanıyor.
Yoksa Bahçeli durduk yerde Apo gelsin mecliste konuşsun demezdi.
Bazı şeyler bizden gizleniyor, Türkiye bir şeylere zorlanıyor.
Dilerim bu şerden hayırla kurtuluruz.

Ne mi yapalım.
ABD ve emperyalizmin dayatması olan belgesel eyalet ve federasyon bu ülkeyi böler, madem masa kuruldu demokrasi ve eşitlik gelsin.
Türkiye üniter yapıdan ve ulus devletten ödün vermeden, valilerini kendisi seçtiği 81 Eyalet olsun.

Masanın Öte Yanı Cumhuriyet’e yazılmış bir ağıt.


Bir masa kuruldu, üç bacaklıydı…
Biri halaydan, biri nutuktan, biri pazarlıktan gelmeydi.
Ortasına bir pusula kondu,
Anadolu'dan değil
Kandil’den esen rüzgârla dönüyordu.

Türk, Arap, Kürt dediler
Bir milleti üçe böldüler,
Birlik çanağını kırıp, etnik haritayı masaya serdiler.
Alfabeyi üç harfe indirdiler:
T - A - K.
Türk, Arap, Kürt.

Önce belediye başkanlarını topladılar
Sandalyeye değil, hücreye.
Sonra elleri kelepçelilere,
Gel komisyona, meşruiyet lazım, dediler.
Kulağına fısıldadılar:
Yoksa seni de haritadan sileriz…

CHP baktı sağa sola…
Bir yanı sustuğu için kalabalıktı,
Bir yanı konuşsa da yalnız.
Katıldı masaya,
Ama elleri arkadan bağlıydı,
Oy hakkı yoktu, sadece tanık…

Bu bir masa değil Bilal,
Bu bir pusudur.
Masanın altında bir Amerikan çantası,
İçinde Oslo tutanakları,
Kanla çizilmiş sınırlar,
Ve “T.A.K.” başlıklı sahte umutlar...

Devlet sustu.
Millet uyudu.
Harita kanadı.

Federasyon, bir kâğıt gibi dürülüp
Bir sabah uyanıldığında posta kutusuna bırakılacak
Halktan habersiz,
Milletten bağımsız,
Milletten soyut.

Ve bir gün çocuklarımız soracak:
Baba biz ne zaman üçe ayrıldık?
Ne zaman T.A.K. olduk da fark etmedik?
Bayrak neden artık çeyrek direkte?
O zaman,
İşte bu şiir kalacak geriye.

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder