no fucking license
Bookmark

Gazze de Slogan Yetmez

Gazze de Slogan Yetmez

Gazze de Slogan Değil İcraat

Gazze İçin Slogan Yetmez: S-400’ü Hatay’a İndir, Ordunu Palmira'ya Taşı!

Trump’ın övgüsü, Netanyahu’nun gülüşü, Erdoğan’ın kararlılık pozları… Hepsi güzel, hepsi albenili. Ama dostlar, Gazze meselesi Ayasofya’da slogan atarak çözülmez. O sloganlar, tribünde bağırıp sahada topa dokunmamak gibi bir şey. Sahada oyunu değiştirecek hamle ise belli: S-400’ü Hatay’a indirip, orduyu Palmira’daki T4 üssüne taşımak.
 

Slogan Atmak Kolay, Sahada Durmak Zor


Bak Bilal, slogan atmak bedava… 
Mikrofonu kaparsın, iki dini referans, üç duygusal cümle, hop millet alkış tufanına boğulur. 
Lakin sahada durmak? 
Bak İşte orada iş değişir. 
Orası sloganların değil, stratejinin konuştuğu yerdir.
 
Ayasofya’daki slogan: Elbette halkın öfkesini yatıştırır, gönlünü okşar.
Hatay’daki S-400: 
Sadece gönül değil, düşman radarlarını da kilitler.
T4 Palmira üssündeki Türk askeri: “Ben buradayım, sınırlarımı da, çıkarlarımı da korurum” der.
 

Gerçek Caydırıcılık ise Sahada Olur


Slogan siyaseti, susuz tarlaya yağmur duası gibidir. 
Belki umut verir, belki moral olur ama ürün yetiştirmez. 
Sahada varlık göstermek ise yağmuru değil, sulama sistemini kurmaktır.

Hatay’a S-400 konuşlandırmak, İsrail’e değil, asıl perde arkasındaki oyunculara mesajdır.
Palmira üssüne asker göndermek, bölgede oyun kurucu olmaktır, kenarda izleyici değil.
Bunlar “savaş çıkarma” değil, barışı caydırıcılıkla koruma hamleleridir.
 

İç Politika ile Gazze Arasında İnce Çizgi


Burada en kritik mesele şu: 
Dış politika hamleleri, iç politikada vitrin süsü haline gelirse, strateji yerini gösteriye bırakır. Halkın gazını almak için atılan sloganlar, günü kurtarır ama geleceği garanti etmez.

Bilal, sen düşün: 
Evine hırsız dadanmış, sen kapıda “Allah belanı versin!” diye bağırıyorsun. 
Hırsız içeride hâlâ eşyaları topluyor… İşte slogan siyaseti tam olarak bu.
 

Sonuç: Tribün Değil, Saha!


Gazze için gerçek dayanışma, konvoylarla yardım göndermek ya da meydanlarda pankart açmak değil; bölgesel denkleme askeri ve stratejik ağırlığını koymaktır. 
Çünkü Ortadoğu’da bayrak sallayan değil, masada yer kaplayan kazanır.

Evet, Beddua ile değil, radar kilidiyle; pankartla değil, üs konuşlandırmayla sonuç alınır. S-400’ü Hatay’a indir, Palmira üssüne askeri götür; sloganlar zaten kendiliğinden gelir.

İsrail, Palmira’daki Türk Askerini Vurur mu? Slogan Değil, Sahada Gerçekler Konuşur!


Bilal bak kardeşim, Gazze meselesinde tribünlere oynamak kolaydır. Ayasofya’da slogan atarsın, miting meydanında “Gazze yalnız değildir!” dersin, millet alkışlar, sosyal medya coşar. Ama Ortadoğu dediğin yer, tribün değil saha. Burada maçı pankart değil, pozisyon kazandırır.
Şimdi sen bana diyorsun ki:
Abi, Türkiye Palmira’daki T4 üssüne asker gönderirse İsrail vurur mu?”
Gel bunu sana evde, mutfakta çay demlerken bile anlaşılır şekilde anlatayım.
 

🎯 Palmira’daki T4 Neden Bu Kadar Kritik?


Palmira’daki T4 üssü, Ortadoğu’nun elektrik şalteri gibi. Işığı açıp kapayan değil, bütün devreyi kontrol eden yer. 
İsrail yıllardır orayı İran’ın Hizbullah’a silah ve mühimmat taşıdığı “aktarma istasyonu” olarak görüyor. 
Hatta defalarca hava saldırısıyla vurdu.

Şimdi buraya Türk askeri konuşlanırsa denklem değişir. 
Çünkü Türk askeri demek, NATO üyesi bir ülkenin bayrağı demek. İsrail o noktada hedefe sadece “bir üs” değil, “bir diplomatik kriz” gözüyle bakmak zorunda kalır.
 

💥 İsrail Vurur mu?


Bak Bilal, mesele cesaret değil, maliyet hesabı.
İsrail, İran milislerini vururken kafası rahattır. 
En kötü İran bağırır, çağırır, o kadar. 
Ama Türk askerini vurursa… işte orada hesap başka.

Vurursa: NATO devreye girer mi girmez mi tartışması çıkar, ama diplomatik kriz garanti. Türkiye’nin eline “meşru müdafaa” kartı geçer.
Vurmazsa: T4 üssünde Türkiye’nin varlığı, İsrail’in hareket alanını kısıtlar.
İsrail şunu iyi bilir: Türk askerini vurmak, masada değil sahada, tüm dengeleri yerinden oynatır.

O yüzden doğrudan vurmak yerine, istihbarat savaşı, sabotaj veya hava sahasını manipüle etme gibi dolaylı yolları tercih eder.
 

🇺🇸 ABD, 🇷🇺 Rusya, 🇫🇷 Fransa Ne Yapar?

  • ABD: “Türkler oraya yerleşmesin” diye kulis yapar, YPG’ye desteği artırır, ama doğrudan çatışma istemez.
  • Rusya: Türkiye ile Suriye arasında garantör rolüne soyunur, kendi kontrolünde olsun ister.
  • Fransa: AB medyasında Türkiye karşıtı manşetler atar, diplomatik baskıyı körükler.

🛡 Gerçek Caydırıcılık

Bilal, unutma: Ortadoğu’da güvenlik, pankartla değil, radar kilidiyle sağlanır.
  • S-400’ü Hatay’a indir → İsrail ve ABD radarına “ben buradayım” mesajı.
  • T4’e asker konuşlandır → Sahada varlığını hissettir.
  • Laf değil pozisyon al → Çünkü slogan siyaseti, yağmur duası gibidir; moral verir ama tarlayı sulamaz.
🔍 Son Söz

İsrail, Palmira’daki Türk askerini vurur mu?

Teoride evet, pratikte çok zor. Çünkü bu, sadece bir askeri hamle değil, bölgesel deprem olur.
Asıl mesele, Türkiye’nin oraya gidip bayrağını dalgalandırmaya kararlı olup olmadığıdır. Gidersen ve durursan, kimse kolay kolay elini uzatamaz.

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder