Mutluluk Sarayın Hediyesi Yandaşın Mülkü

Mutluluk Sarayın Hediyesi Yandaşın Mülkü

🏛️ Türkiye’de Mutluluk Artık Bir Yandaş Mülkü mü

🎯 Mutluluk, Toplumun Hakkı mı Yoksa Sarayın Hediyesi mi?

AKP bireysel mutluluk politikası, Erdoğan yandaş sistemi, Türkiye’de kitlesel mutsuzluk
Toplumsal adalet Yandaşlık ve toplumsal eşitsizlik

Mutluluk, toplumların ruhsal barometresidir. Ama Türkiye’de bu barometre, sadece saray balkonunda ölçülüyor. AKP ve Erdoğan yönetimi, bireysel mutluluğu “yandaş mülkü ”ne dönüştürürken, kitlesel huzuru “gürültü kirliliği” olarak sınıflandırıyor. Peki neden?

🧱 Bireysel Mutluluk: Yandaşlara Özel Lüks Bir Rezidans

AKP’nin bireysel mutluluk anlayışı, bir tür “duygusal TOKİ” projesi gibi işliyor:
  • İhale kazanan gülüyor, ihale dışı kalan susuyor.
  • Torpille işe giren seviniyor, KPSS’de ter döken ağlıyor.
  • Saraya yakın olanın çocuğu yurtdışında okuyor, uzak olanın çocuğu servis bulamıyor.
  • Mutluluk, artık bir “siyasi tapu” ile dağıtılıyor. 
Ve bu tapular, sadece “bizim çocuklara” veriliyor.

  • 🏠 Mutluluk, bir apartman dairesi gibi: Yandaşlar dubleks yaşıyor, halk bodrum katta nefes almaya çalışıyor.

🧨 Kitlesel Mutluluk: Meydanlarda Unutulan Bir Hayal

Toplumun genel mutluluğu, “görünmez el”e teslim edilmiş durumda. Ama bu el, nedense hep yandaşın cebine uzanıyor. Kitlesel mutluluk:
  • Metroda ağlayan işçide aranmaz.
  • Emekli maaşıyla geçinemeyen amcada görülmez.
  • Üniversite mezunu işsiz gencin CV’sinde yer almaz.
Mutluluk, artık bir “toplumsal lüks” haline geldi. Tıpkı kamu bankasından kredi çekip ödeyememek gibi: herkesin başına gelebilir ama kimse ilgilenmez.

  • 🎭 Toplumun yüzü gülmüyor çünkü gülme hakkı, protokol listesine göre dağıtılıyor.

🐘 Siyasi Hiciv: Sarayda Fil Var Ama Kimse Görmüyor

Erdoğan ve AKP’nin politikası, “filin üstüne halı serip misafir ağırlamak” gibi. 
Herkes biliyor ki:
  • Yandaş medya, mutluluğu photoshop’la üretir.
  • Bakanlıklar, halkın acısını Excel tablosuna dönüştürür.
  • Seçim döneminde dağıtılan çay ve makarna, “mutluluk ikamesi” olarak sunulur.
Ama gerçek şu: Sarayda fil var. Ve o fil, halkın sırtında oturuyor.

  • 🐘 Filin adı “kayırmacılık”, kilosu “adaletsizlik”, oturduğu yer “toplumun omurgası”.

🧵 Sonuç: Yandaşa Mülk Olan Mutluluk, Halktan Kaçan Gülümseme

Toplumlar için önemli olan, bireysel mülklere hapsedilmiş mutluluk değil; meydanlarda, sokaklarda, okullarda, hastanelerde hissedilen kitlesel huzurdur. 
Ama bu ülkede mutluluk, artık bir “saray protokolü ”ne bağlandı. 
Gülümsemek için davetiye gerekiyor.

--

Sarayın kapıları açılırken, 
Dünyalıklar dökülür trollere. 
Takım elbiseli yandaşlar, 
Ön kapıdan çıkarken
Gökyüzünü arka cebine sıkıştırırlar.

Arka sokakta bir kadın, 
Çöplerle konuşur, 
Bir genç, duvara yaslanmış, susar. 
Işık, sadece vitrinlerde yanar.

Bir el yükselir, 
Mutluluk tapusu yazar kağıdında. 
Kağıt, bir dua gibi uzanır yalakalara. 
Gülümsemeler çoğalır, 
Gözler kapanır, eller açılır havaya.

Sonra bir salon, 
Yüksek tavanlı, altın yaldızlı. 
Ortada bir fil durur, 
Üstü halıyla örtülmüş. 
Halı, kırmızı bir suskunluk, 
Desenleri alkış sesinden örülmüş. 
Altında bir beden, 
Bir halkın sesi, bir çığlık, 
Ama saraydan duyulmayan.

Kameralar döner, alkışlar yükselir, 
Ve fil hâlâ oradadır. 
Kimse halının ucunu kaldırmaz.
Kaldıramaz.

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post