VATANDAŞLIK MAAŞI; YANDAŞA YAT KAZAN DEVRİ Mİ BAŞLIYOR

 

Vatandaşlık Maaşı

Vatandaşlık Maaşı Değil, Yandaş Ordusu Primi!

Vatandaşlık Maaşı: Emeksiz Yemek Masalının Modern Versiyonu;

Bakın ben bu memlekette ekmeğini tırnakları ile kazıyarak tam 50 yıl çalışan birisi olarak şunu söyleyeyim. Vatandaşlık maaşı dedikleri şey kulağa ne kadar süslü gelirse gelsin, Türkiye şartlarında kusursuz bir yanlışın yağlı kazık şekline bürünmüş hali olur.

Bu uygulama, bu ülkede zaten diz boyu olan sosyal çürümüşlüğü alıp, dibine dinamit koymaktır, çünkü çalışmanın, üretmenin, alın teri dökmenin bir cazibesi kalmayacak. Emek değersizleşecek.

Çünkü, bu ülkede sosyal adalet öyle sağlam temellere oturmuyor, aksine, hafifçe dokunsan yıkılacak bir iskelenin üzerinde dans ediyor, böyle bir ortamda vatandaşlık maaşı ne olur, elbette mevcut İktidarın yandaş bağlama setinin en parlak parçası haline gelir.

Bu ülkenin zaten kıt olan kaynaklarını çarçur etmek, üretim ekonomisini bitirip yardım bir anlamda sadaka ekonomisine geçmek demektir, emeksiz yemek olmaz kuralını unutan bir düzen. Asla ayakta kalamaz.

Çalışan enayi mi?” sendromu;


Buna benzer olayları çok gördüm, çok yaşadım. Bir çırak aldım üç gün çalışan, dördüncü gün yok, arıyorum soruyorum, verdiği cevap:
Ben zaten babamdan yetim maaşı alıyorum, niye çalışayım?
Şimdi bu durumda vatandaşlık maaşı çıksa ne olur, o zibidi sabah alarmı kurmakla uğraşmaz, yataktan kalkmaya tenezzül etmez, zaten azıcık gelir gösterir, biraz kurnazlık, devlet maaşı hazır.
Sonra fabrikalar işletmeler ne diyecek, işçi yok şimdiden diyorlar, zaten bir de üstüne üstlük vatandaşlık maaşı gelirse ortalık tam bir çalışmak istemeyenler cennet olur.

Komünist düzen” makyajlı oy avcılığı;


Bu tarz uygulamalar ekonominin sağlam ve adil olduğu ülkelerde belki tartışılır ama, vahşi kapitalizmin ortasında boğuşan Türkiye de hadi canım sen de. 
Burada bunun tek bir karşılığı olur oy kazanmak. 
İktidar parasını biz veriyoruz diyerek bir kesimi kendine bağlar, diğer kesimi de çalışsın diye zorlar, ortada adalet mi kalır, ekonomik mantık mı kalır, hiçbiri kalmaz.

Gerçek çözüm belli ama zor.


Bu hükümet gerçekten vatandaşına destek olmak istiyorsa, o vatandaşına iş bulacak, düzgün iş, insanca şartlar, açlık sınırının altında olmayan bir asgari ücret, İşte o zaman kimse maaş yatacak mı diye değil, nasıl daha iyi çalışırım diye düşünür. 
Ama masa başında çizilen projelerle gerçek hayattaki çalışma kültürünü göz ardı eden uygulamalarla bu iş olmaz, öyle kolayca çözüm algısı ile zaten krizde olan ekonomiyi toprağın dibine gömeriz.

Son söz;

Emeksiz yemek olmaz arkadaş. Bir toplumun lokması alın terinden gelmiyorsa, o lokma yiyenin boğazında düğümlenir.

--*--
Bilgi arayan akıl sorar,
Hakikati bulan yol arar,
Çile çekmeyen özden kopar,
Emeksiz yemek olmaz.

Kalem düşünceyle kanatlanır,
Söz gönülde sırla donanır,
Çaba olmadan ne anlamı kalır,
Emeksiz yemek olmaz.

Felsefe sabırla taş örer,
İrfan emekle ışık verir,
Boş zahmet hakikate mi evrilir,
Emeksiz yemek olmaz.

Zihin terlemeden yol bulmaz,
Hakikate çabasız ulaşılmaz,
Emek olmadan öz doğmaz,
Emeksiz yemek olmaz.

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url