İsrail ve Kürt ittifakının Türkiye'ye etkileri
Eski genelkurmay başkanı Hulusi Akar paşa diyor ki, İsrail'in Türkiye'yi işgal etme niyeti var, peki sekiz milyonluk ve Kara sınırı dahi olmayan İsrail'in Türkiye'yi işgal edebilme gücü var mıdır?
Geleceği öngörmek için geçmişi bilmekte fayda var. Çok uzağa gitmeye gerek yok, yakın tarihe bakın.
Sınırda ancak bir başçavuş ile muhatap olan Barzaniler bugün devlet başkanı sıfatıyla ağırlanıyor, keza yakın tarihte aynı gelişmeyi Suriye'de görmek olası.
Bu coğrafyada Kürtler' in devletleşmesi için denize çıkış yolu gerek.
Bu çıkış ise Suriye üzerinden İsrail ile mümkün.
İsrail'in bu coğrafyada tutunabilmesi için ise toprağa su kaynaklarına ve enerjiye ve en önemlisi nüfusa ihtiyacı var.
Bu kaynaklarda Kürt coğrafyasında mevcut.
Şartlar ve menfaatler bu bağlamda Kürt coğrafyası ve İsrail'i birleştiriyor, Kürtler ile birliktelik İsrail'in rüyası olan Nilden Fırat'a ütopyasının mihenk taşıdır.
Evet, bir kara sınırı dahi olmayan Türkiye'ye İsrail'in saldırması ve işgali ham hayaldir.
Lakin Amerika ile birlikte silahlandırdığı PYD/PKK'ya lojistik destek sağlayarak Türkiye'nin üzerine sürebilirler.
MİT Başkanı İbrahim Kalın, CHP'yi ziyaret etti ve terör örgütleri hakkında brifing verdiği söyleniyor. Kamuoyuna bu şekilde yansıtıldı. Ancak, aslında tamamen farklı bir konunun ele alındığını tahmin ediyorum, Hemen ardından dış işleri bakanının açıklaması geldi, bölgede Kürtlerin hamisi Türkiye'dir diye, anlaşılan o ki hükümet İsrail ile Kürt ittifakının doğuracağı sonuçların farkında.
Küresel bir savaş PKK/PYD için fırsata dönüşebilir.
Dün Rusya'nın fırlattığı kıtalar arası bir balistik füze ile Ukrayna'yı vurdu. Bu teknoloji seviyesindeki silahlar belki de ilk defa bir savaşta kullanıldı. Ardından Putin, İngiltere'nin savaşa dahil olduğunu söyledi, Rus devlet televizyonunda Avrupa başkentlerine yapılacak olası bir nükleer saldırının etkilerini gösteren animasyonlar yayınlandı. Bir kaç saat sonra da İngiltere, Rusya ile harbe hazır olduğuna yönelik bir açıklama yaptı. Belki de dünya, soğuk savaş dönemi de dahil olmak üzere global ölçekte bir savaşa ilk defa bu kadar yaklaştı.
Bu olaylar yaşanırken, hükümet bölgesel bir savaş için hem askeri hem de siyasi olarak hazırlıklarını sürdürüyor. Bölgemizdeki tüm ülkelerde radikal değişimler ve hazırlıklar gözlemleniyor. Örneğin, PYD ve İsrail hızla silahlanıyor.
Belediyelere kayyum atanma nedeni
Güneyimizdeki PKK unsurları, uzun süredir ABD tarafından bu dönem için silahlandırılıyor. Olası bir savaşta, Türkiye'nin ilk hedefi güvenliğini tehdit eden bu bölge olacaktır.
Bu sebeple de PKK'nın ülke içindeki siyasi unsurları da etkisiz hale getiriliyor, büyük ölçekte yada bölgesel bir harp durumunda Türkiye, direkt kendisine karşı savaşacağını bildiği bir örgütün siyasi yapılanmasının ülke içinde faaliyet göstermesini elbette kabullenemez.
Olası bir harp durumunda belediye imkanlarını terör örgütü PKK lehinde kullanacağı açık olan bir siyasi örgütlenmenin varlığı ise açık bir milli güvenlik sorunudur.
Türkiye belediyelere kayyum ataması ile şu an bunun önlemini alıyor.
Devlet Bahçeli'nin mesajı nasıl okunmalı?
Devlet Bahçeli "vakit tamamdır, söz konusu vatandır" diyerek aslında çok açık ve en basit şekilde, hızla yaklaşan bu tehlikeli vaziyeti anlatıyor.
Bahçeli'nin Apo söylemlerindeki "olağanüstü" durumu ise bir türlü anlamayan bir muhalefet bloku var.
Devlet Bahçeli "bakın savaş dönemine giriyoruz, çok yakında bambaşka bir dünyaya uyanacağız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendini savunma mekanizmaları harekete geçti, devletin yanında olanlar ile olmayanlar belli olsun, çünkü çok yakın bir zamanda şartlar değişecek, ülkede savaş hukuku dönemi başlayacak, devlete silah çekenler için son şans veriyoruz, silahları bırakın, isterseniz terörist başı gelsin kendisi söylesin ama bu kapı kapandıktan sonra dışarıda kalan herkes devletin düşmanıdır ve devletin kendisini savunma refleksi gereği ortadan kaldırılacaktır" diye alenen ilan ediyor.
Sn Bahçeli'nin Öcalan çıkışı, Kürtleri İsrail'e kaptırmamak olarak da yorumlanabilir, lakin emperyalizmin çizdiği BOP planı tıkır tıkır yürürken, bu girişim kadük kalacağa benziyor.
İsrail Suriye üzerinden açacağı koridor ile Kürt coğrafyası ile buluşacak ve batı emperyalizmi de arkasına alarak PYD/PKK'yı Türkiye üzerine sürecek. Türkiye yakın tarihinde olduğu gibi yine yedi düvel ile savaşmak zorunda kalacak.
Sn Bahçeli'nin Öcalan çıkışı, Kürtleri İsrail'e kaptırmamak olarak da yorumlanabilir, lakin emperyalizmin çizdiği BOP planı tıkır tıkır yürürken, bu girişim kadük kalacağa benziyor.
İsrail Suriye üzerinden açacağı koridor ile Kürt coğrafyası ile buluşacak ve batı emperyalizmi de arkasına alarak PYD/PKK'yı Türkiye üzerine sürecek. Türkiye yakın tarihinde olduğu gibi yine yedi düvel ile savaşmak zorunda kalacak.
Kürtler İsrail ile birlikte bir Kürt devleti kuracaklar ise temel şartı Türkiye'nin elindeki su kaynaklarına erişmek olacaktır, Türkiye bu kaynakları keserse Rojova dedikleri yer zaten Kerbela'ya dönüşür. Bu kaynaklara erişmeden bir Kürdistan kurulamaz.
ABD'nin yeni başkanı ise tam bir İsrail ve Kürt destekçisidir, bunun yanına birde İngiltere Fransa ve Almanyayı ekleyin, bu devletlerin PKK/PYD'ye vereceği askeri ve siyasal destek akabinde, Türkiye'yi çok zor günlerin beklediğini düşünebilirsiniz.
Şimdi başlığa, İsrail Türkiye'yi işgal edebilir mi sorusuna dönecek olursak, evet PKK/PYD vasıtası ile deneyebilir, lakin sonucu daha önceki Kürt isyanlarına, Şeyh Said'e, Dersim isyanına rahmet okutacak derecede çok vahim ve kanlı olur.
Ahmet ATAM
ABD'nin yeni başkanı ise tam bir İsrail ve Kürt destekçisidir, bunun yanına birde İngiltere Fransa ve Almanyayı ekleyin, bu devletlerin PKK/PYD'ye vereceği askeri ve siyasal destek akabinde, Türkiye'yi çok zor günlerin beklediğini düşünebilirsiniz.
Şimdi başlığa, İsrail Türkiye'yi işgal edebilir mi sorusuna dönecek olursak, evet PKK/PYD vasıtası ile deneyebilir, lakin sonucu daha önceki Kürt isyanlarına, Şeyh Said'e, Dersim isyanına rahmet okutacak derecede çok vahim ve kanlı olur.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder