Türkiye'de Mal Varlığına El Koyma:
Türkiye'de devlet, hangi suçlar nedeniyle kişilerin mal varlığına el koyabilir? Bu süreç gerçekten hukuki mi, yoksa keyfi mi işliyor? Adalet mi, yoksa siyasi bir araç mı?
Türkiye'de Mal Varlığına El Koyma: Hukukun Kılıcı mı, İktidarın Sopası mı?
Türkiye’de yaşamak her geçen gün daha büyük bir maceraya dönüşüyor.
Hele ki mal varlığı sahibiyseniz, bir sabah uyandığınızda kendinizi “terör finansmanı”, “örgüt üyeliği” veya “kara para aklama” suçlamalarıyla banka hesaplarınıza erişemez halde bulabilirsiniz.
Peki, devlet hangi suçlar karşılığında kişilerin mal varlığına el koyabilir?
Ve en önemlisi, bu süreç gerçekten adil ve hukuki midir?
Haydi, gelin bu trajikomik süreci inceleyelim.
Hangi Suçlarla Mal Varlığına El Konulabilir?
Türk hukuk sisteminde mal varlığına el koyma, genellikle aşağıdaki suçlar kapsamında uygulanır:
- Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Kapsamındaki Suçlar: Eğer devlet sizi bir şekilde “terör örgütüyle bağlantılı” olarak görüyorsa, mal varlığınızın kaderi devletin insafına kalmıştır, öyle ki, bazen bir sendikaya üye olmak ya da bir tweet paylaşmak bile sizi "örgüt üyesi" yapabilir.
- Kaçakçılık ve Kara Para Aklama Suçları: "Bu kadar malı nasıl edindi?" diye sorulan kişiler genellikle "suç gelirlerini aklıyor" bahanesiyle hedef alınır, tabii, gerçekten suç işleyip işlemediklerinin bir önemi yoktur; yeter ki birilerinin çıkarına dokunmuş olsunlar.
- Yolsuzluk ve Rüşvet: Teoride yolsuzluk ve rüşvet suçları nedeniyle de mal varlığına el konulabilir, ama nedense bu uygulama genellikle iktidara yakın olmayan iş insanları ve muhalif figürler için geçerli olur.
- FETÖ, PKK ve Benzeri Örgütlerle Bağlantı İddiaları: Suçlamanın somut bir dayanağı olup olmadığı çok da önemli değildir, bank Asya’da hesabınız mı vardı? Zamanında bir derneğe mi bağış yaptınız? İşte size mal varlığına el koyma gerekçesi!
- İhaleye Fesat Karıştırma ve Ekonomik Suçlar: Bu suçlardan yargılanan bazı kişiler mal varlıklarını kaybedebilir, ama elbette, "doğru" bağlantılara sahip olanlar için bu durum pek de geçerli olmaz.
Türkiye'de Mal Varlığına El Koyma Hukuki mi, Yoksa Keyfi mi?
Teoride, mahkemeler hukuka uygun kararlar vermeli ve mal varlığına el koyma işlemleri tarafsız bir şekilde yürütülmelidir.
Ancak, Türkiye’de yargının ne kadar bağımsız olduğu konusu hep tartışmalıdır.
Eğer bir iş insanı veya siyasetçiyseniz ve mevcut iktidarın hoşuna gitmeyen işler yapıyorsanız, her an "suçlu" ilan edilebilir ve mal varlıklarınıza el konulabilir.
Aynı zamanda, bazı isimlerin milyon dolarlık servetleriyle keyif içinde yaşamaya devam ettiği de bilinen bir gerçektir.
Yani hukuk, genellikle "istenmeyen" kişiler için işletilirken, "kendi mahallesindeki" yolsuzluklara göz yummak konusunda oldukça esnek olabilir.
El Konulan Mal Varlıkları Geri Alınabilir mi?
Teorik olarak evet, ama pratikte hayır.
Eğer hakkınızda verilen karar siyasi bir motivasyonla alınmışsa, bu süreç yıllarca sürebilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gitmeniz gerekebilir.
Tabii, davayı kazansanız bile kaybettiğiniz yılları ve itibarınızı geri kazanmak oldukça zor olacaktır.
Sonuç: Hukukun Kılıcı Kime İşler?
Türkiye’de mal varlığına el koyma süreci, hukukun üstünlüğüne mi yoksa üstünlerin hukukuna mı dayandığı konusunda ciddi soru işaretleri barındırıyor.
Eğer birilerinin çıkarlarına dokunmazsanız mal varlığınız güvendedir.
Ama yanlış bir cümle kurar, yanlış kişilerle yan yana gelirseniz bir sabah tüm hesaplarınıza bloke konulmuş şekilde uyanabilirsiniz.
Sonuç olarak, hukuk herkes için eşit işletildiğinde anlamlıdır.
Ama eğer adalet, yalnızca belirli kesimlere uygulanıyorsa, bu hukukun kılıcı olmaktan çıkıp iktidarın sopasına dönüşür.
Türkiye’de mal varlığınızı korumanın en güvenli yolu ise basit:
Sessiz kalmak, itaat etmek ve en önemlisi, iktidarın hoşuna gitmeyecek hiçbir şey yapmamak! Hatta konuşmamak.
Unutmayın: Siz de bir gün "hukuka uygun" bir şekilde mal varlığınızı kaybedebilirsiniz!
Varlıkların Dansı Şiiri:
Bir el uzanır, varlıkların üzerine,
Bazen bir kılıç parlar, bazen bir sopa.
Adaletin terazisi sallanır durmadan,
Hak mı, güç mü, bilinmez bu karmaşada
El koymanın soğuk eli, bir buz dağı gibi,
Dokunduğu her şeyi dondurur, eritir.
Mülkiyetin hayaletleri dolaşır, karanlık sokaklarda,
Adaletin terazisi şaşar, dengesini yitirir.
Milli güvenlik "in yankısı, boş bir koridorda,
Devletin çıkarının gölgesi, her yeri kaplar.
Varlıklar kaybolur, sisler içinde,
Bir hiçliğin ortasında, yankılanır fısıltılar.
Kiminin hayalleri yıkılır, camdan bir kule gibi,
Kiminin umutları söner, rüzgarda titreyen bir mum gibi.
Neden, niçin soruları yankılanır, boş bir kuyuda,
Gölge oyunları biter, karanlık bir kuytuda.
Varlıkların dansı, bir oyun mu, bir trajedi mi?
Gözler kapalı, kulaklar tıkalı, kimse bilmez ki.
Bir sis perdesi iner, saklar gerçekleri,
Varlıklar kaybolur, geriye kalır sadece izleri.
Adaletin sesi duyulmaz, güç konuşur sadece,
Varlıklar susar, kabullenir çaresizce.
Bir karanlık çöker, umutlar söner yavaşça,
Varlıkların dansı, drama ile biter sonuçta.
Hukukun sureti mi, iktidarın maskesi mi?
Gölge oyunları devam eder, sonsuz bir tiyatroda.
Sisler içinde varlıklar kaybolur,,
Bir hiçliğin ortasında, fısıltılar. yankılanır.
Şiir.Ahmet ATAM
Yorum Gönder